Francis Bacon-Yeni Atlantis

Bir gemi yolculuğuna çıkılır. Fırtına ve rüzgârın sürüklemesiyle, bilinmeyen bir yere giderler. Gittikleri yerde yabancı insanlarla karşılaşırlar. Başlarda bu insanlar onların karaya çıkmasına izin vermezler. Daha sonra Hristiyan olduklarını öğrenir ve kendilerini çok bir şekilde ağırlarlar. Bu kimsenin tanımadığı bilmediği insanların yaşamları, gelenek ve görenekleri oldukça farklıdır. Hepsi de çok mutlu, saf ve kötülükten uzak bir yaşam sürmektedirler. Bu arada misafirler ve yerliler konuşurlar. Anlaşılan odur ki buradaki insanlar gizlice diğer ülkelere kılık değiştirerek gider ve diğer bölgelerdeki her şeyi öğrenirler. Daha açıkçası bu insanlar diğer bölgelere gider oradaki bilimsel gelişmişliği takip eder, önemli buldukları kitapları ülkelerine getirirler ve böylece her şeyden haberdar olurlar. Ama kendilerini de gizleyip, kimliklerini de sakladıkları için hiç kimse onlardan haberdar değildir. Bu insanların Süleyman Evi konseyi dedikleri en üst bir kurulu vardır ki bu ülke yönetimini onlar yaparlar. Günün birinde bu konseyin başkanı misafirleri ağırlar ve sözcü olarak yazarla konuşur. Bu arada bu ülkenin düzeninden bahseder. Daha doğrusu sahip oldukları imkanlardan, yaptıkları deneylerden, ulaşmış oldukları bilgi düzeyinden… yine anlaşılan odur ki kendileri henüz diğer medeniyetlerin ulaşamadıkları bilgi birikimine ulaşmış, teknolojik noktada ileri noktalara ulaşmışlardır. Kitap bitirilmediği için burada yarıda kalmaktadır.