ÜÇ ÖYKÜ-GOGOL

BURUN
İvan Yakovleviç berberlik yapan bir adamdır. Evli olan bu adamın karısı oldukça sert mizaçlı bir kadın ve ismi Praskovya Ospinovyadır. Bunlar bir sabah kahvaltı yaparlarken somun ekmeklerinin arasında bir burun görürler. Duruma şaşıran İvan ne yapacağını bilemez. Burnu evde bir yerde saklamak ister ama sert mizaçlı karısı bunu pek kabul etmez. Bunun üzerine İvan burnu bir peçeteye sarar ve bir yerlerde atmayı tasarlar. Dışarı bu amaçla çıktığında etrafta pek çok insan kalabalığı görür, oysaki bu işi gizli yapmak zorundadır. Bir keresinde onu yere mahsustan düşürüverir ancak yakınlardaki bir polis memuru bunu fark eder ve adama bir şey düşürdüğünü ve hemen onu alması gerektiğini söyler. Adam mecbur burnu tekrar alır. Derken İvan bir köprü üstüne gelmiştir. Burnu köprüden aşağı atar. Ancak az hemen sonra polis memuru gelir ve onun nehre bir şey atmış olduğunu söyler ve onu sorguya çeker. Kovalev oldukça narsis kendini üstün gören ufacık pürüzleri büyük dert olarak gören bir adamdır.  Bu adam bir yerde şube müdür yardımcısı olarak çalışmaktadır.  Bu adam bir sabah kalkar ve burnunun yerinde olmadığını görür ve burnunun yeri düzlük olmuştur. Adam bunun üzerine telaşa kapılır. Polise gidip durumu anlatsa burnun bunu fark edip kaçacağını ve eğer bulunamazsa asla geri gelmeyeceğini düşünür.  Bunu kendisine kimin yaptığını düşünür. Aklına gelen tek şey daha önceden kendisini kızıyla evlendirmek isteyen bir kadının daha sonra vazgeçmek isteyişle böyle bir şeyi yaparak kendisini de vazgeçirmek ve kabul etmemek için bahane uydurması olduğunu düşündür ve kadına bir mektup yazdı. Ancak kadın ona ne zaman isterse kızıyla evlenebileceğine dair mektup yazar. Böylece bunu yapanın bu kadın olmadığı anlaşılır. Adam böyle düşünceler içindeyken yolda bir yerde burnunu Bir Danıştay üyesi kılığında görür. Onu takip etmeye, ona yanaşmaya çalışır. Ancak burun, burunluğunu kabul etmez. Belli ki bu burun onu aldatmaktadır. Adam gazeteye ilan vermeyi düşünmektedir. Burnunu tanımlayacak onun kayıp olduğunu söyleyecektir. Onu görenler burnu yakalayıp kendisine getirecektir. Ancak gazeteciler bunu kabul etmez. Kendilerine başka canlılara dönüşmüş kayıp insanların çok geldiğini söyler. Adam çaresiz kalmıştır. Ancak birden polis müdürü kendisinin yanına gelerek bulduğu burnu kendisine gösterir. Köprüden burnun atılmış olduğunu, atananın da hapiste olduğunu söyler. Adam buna sevinir. Burnunu yerine koymaya çalışır. Ancak bir sorun vardır. Burun yerine oturmaz. Doktor çağırtır ancak doktur burun yerine yerleştirilmezse daha iyi olur der. Adam buna sinirlenir. Gelecek diğer sabah uyanır ve görür ki burnu tam yerine oturmuştur. Kovalev gelir onu tıraş eder ancak tutacak bir burun bulamaz.
FAYTON
Adı bilinmeyen bir kasaba oldukça sıkıcı ve durgun bir yerdir. Ancak bir süvari alayının oraya taşınmasıyla kasabanın havası çok değişir. Her tarafta subay ve askerler bir şeyler yaparlar, bir eğlence düzenlerler. Yine de bu kasabada da birkaç soylu vardır. Üstelikte bu soylular kasabada düzenlenen eğlenceleri kaçırmazlar. Bir gün bu kasabaya gelen süvari alayının komutanı general, oldukça büyük bir eğlence verir. Bu eğlenceye kasabanın tüm soyluları katılır. Pitagoraviç çertokutski de bu soylulardan biridir. Çertokutski generalle sohbet eder. Bu arada mesele arabalara gelir. Ve general araba konusunda yoksun olduğunu söyler. Çertokutski ise kendisinin çok ve pek ferah ve oldukça para eden bir arabası olduğunu söyler ve onu yarın kendi evine şölene davet eder. Adam da eğer subaylarını da çağırırsa geleceğini söyler ve anlaşırlar. Ancak çertokutski generalin şöleninde o kadar içer ki eve zar zor götürürler ve gittiğinde saat sabahın dördü olmuştur. Bu adamın da oldukça genç ve güzel bir karısı vardır. Sonraki sabah karısı onu her ne kadar uyandırmaya çalıştıysa da adam uyanamaz. Derken saat öğleden sonraya doğru gelir. General ve subaylar onun evine gelir. Karısını o kadar adamın kendi evine geldiğini görür ve kocasını uyandırır ve kocası onları şölene davet ettiğini hatırlar ama uyanamadığı için hiçbir hazırlık yapmamış , yaptırmamıştır. Bunun üzerine telaşlanan adam hizmetçilerine ve adamlarına onlara kendisinin evde olmadığını ve ancak yarın gelebileceğini söylemelerini ister. Adam da her ihtimale karşın kendini en güvenli en zor bulunabileceğini düşündüğü generale bahsettiği Faytonun içinde saklar. Adamlar gelir ve hizmetçiler efendilerinin evde olmadığını söylemeleri üzerine, hem kendilerini davet edip hem de geri çevirdikleri için kızarlar ama yine de en azından adamın bahsettiği faytonu görmek ister. Hizmetçiler general ve subayları arabanın yanına götürürler. Derken adamlar arabanın bahsedildiği gibi iyi olmadığını ve söylenen değerde olmadığını düşünürler. Derken general Çertokutskiyi arabanın içinde görür, kendilerine yalan atıldığını anlar ve oradan gider.
PALTO
Akakiy Akakiyeviç bir bakanlıkta yazıyı temize çeken bir memur olarak çalışmaktadır.Kendisi oldukça pasif, hor görülen ve varla yok arasında hayatını devam ettiren biridir. Parasal olarak da çalıştığı ancak kendisine yetmektedir. Kendisi bir kiralık dairede kalmakta, daha doğrusu kiralık oda da kalmaktadır. Bu adam işi sever, onu hiç aksatmaz evde dahi bu işi yapar. Başka da bir hayatı da yoktur. Petersburg sokakları çok ayaz olur. Adamın paltosu da çok eskidir, yıpranmıştır. Adam paltoyu tamir ettirmek ister. Ancak terzi ne yapılırsa yapılsın paltonun tamir edilemeyeceğini ancak yenisinin diktirilebileceğini söyler. Akakiy her ne kadar tamirde ısrarcı olsa da bunu beceremez ve yenisini diktirmeye karar verir. Ancak terzi bu palto için servet istemektedir. Akakiy biriktirdiği tüm parayı verse bile bunu karşılamayacaktır derken işyerinden bir ikramiye alır ve palto parası çıkar. Terzi her ne kadar paltoyu ipek ve diğer sağlam maddelerden yapacağını söylese de paltoyu diğer malzemelerle yapar. Ona teslim eder. Palto onu bambaşka bir insan yapmıştır. Ki zaten paltoyu görenlerin ona bakışı değişir. Adam birden özgüvenli biri oluverir ve adam paltoyu gözü gibi korur, sakınır. Derken işyerindekiler paltonun şerefine kendilerine bir çay ısmarlamasını söyler adam bunu kabul etmez ama onun şube müdürü tüm çalışanları kendi evinde şölene davet eder. Herkes orada toplanmıştır.Akakiy gitmek istemez ama onu ısrarla oraya isterler ve o da gider ancak şölen henüz bitmemişken eve gitmek ister. Çıkar gider derken yolda bir serseri grubuyla karşılaşırlar ve serseriler onun paltosunu çalar. Olaylar gerçekleşirken karşıda bir polis memuru vardır akakiy ona serzenişte bulunsa bile polis memuru hiçbir şey görmediğini söyler. Adam komisere gideri komisere zar zor ulaşır. Komiser kendisini suçlar. O saatte niye orada bulunduğu, uygunsuz yerlere gitme ve uygunsuz şeyler yapabiliyor olasılığı olduğunu söyler böylece adam umudunu kaybeder. Derken adam tek çare olarak büyük adama başvurmayı düşünür. Adam zar zor büyük adamın yanına gider meşgul olmamasına ve arkadaşıyla sohbet etmesine rağmen meşgul olduğunu söyler oraya gider. Ama büyük adam kendisine saygısızlık yapıldığını söyleyip onu çok kötü azarlar ve onu eli boş gönderir. Adamın umutları tükenmiştir derken hastalanıverir ilk defa olarak işe gitmez. En sonunda da ölüverir. Bunu duyan büyük adamın vicdanı sızlamıştır birazcık. Bu olaydan sonra o yörelerde bir hayaletin göründüğü ve paltolara el konulduğu hikayeleri duyulur derken bizim büyük adam hayaleti görür çok korkar hayaletin Akakiy olduğunu görür. Akakiy onun paltosunu alır ve artık hayalet hikayeleri azalmaktadır.