KORKUNÇ BİR GECE ANTON ÇEHOV

BERBER DÜKKANINDA
Kirli pasaklı bir berber dükkanında Makar Kuzmiç sabahın erken saatinde işyerinde temizlik yaparken içeri bir adam gelir. Bu adam Erast İvanoviç Yagadov’dur. Bunlar kendi aralarında hal hatır sormaya başlar. Bu adam Kuzmiçin vaftiz babasıdır. Ve sürekli olarak bedava burada traş olur. Sohbetlerinde Kuzmiç adamın kızı Anna Erostova’yı
sorar. Babası kızının geçen hafta nişanlandığını söyler. Bunu duyan adam şoke olur ve ağlamaya başlar. Kendisinin kıza ilgisi olup onunla evlenmek istediğini, daha
önce kızın annesiyle bu durumu konuşup onay aldığını söyler. Ancak adam kızın nişanlısının zengin biri olduğunu ve bunun kaçırılamayacağını söyler. Berber her ne kadar
onu traş etmeye çalışsa da onu traş edemez ve yarın gelmesini söyler. Saçları yarım traşlanmış adam yarın sabah gelir. Ama bu sefer berber önce para der. Bunun üzerine
İvanoviç hiç bir şey demeden oradan çıkar, bir daha gelmez. Saçlarını da başka bir yerde traş ettirmeden diğer yarısının uzamasını bekler.
MEMURUN ÖLÜMÜ
Bakanlığın birinde yazman olarak çalışan İvan Dimitriy Çerviakov, günün birinde tiyatrodayken birden hapşırır ve bu hapşırmasıyla önünde olan adamın başını silmesini görerek onu rahatsız etmiş olduğunu anlayarak özür diler. Öndeki adam daha üst düzey memur Brizjalov’dur. Adam önemli olmadığını söyleyip geçer ama Çerviakovun içi rahat değildir. Çıktıklarında tekrar adamın yanına gelir olanları hatırlatır ve yine özür diler. Adam ise Çerviakovun yaptığına anlam vermez ve onu hiç umursamaz. Adam ise yaptığı kabalığı bir türlü unutamayarak sonraki gün adamın ofisine gider. B ise artık delirir nerdeyse, ona kızar. Sonraki gün Ç yine oraya gider. B artık bunalmıştır. Eve gider. Kendini yatağa atar ve bir daha kalkamaz. Can vermiştir.
YARAMAZ ÇOCUK
Yakışıklı bir çocuk olan İvan İvaniç Lapkin ve çok güzel bir kız olan Anna Semyonovna Zamblistkaya günün birinde balık avlamak ve daha çok da yalnız kalmak için nehir kıyısına gelirler. Bu arada oğlan kıza aşkını açıklamış ve öpüşmeye başlamışlardır. Onların öpüşürken birden nehrin içinden Lapkin’in kardeşi Kolya görünür. Kolya onları şikayet etmekle tehdit eder. 1 ruble verirlerse kimseye söylemeyeciğini söyler. Çocuk 1 rublesini alır. Artık bundan sonra da sürekli onların peşindedir. Onlardan her türlü para ve hediye alır. Ta ki oğlan kızı isteyip taraflarda bunu onaylayınca iki sevgili çocuğun kulağına yapışır ve asıl mutluluğu o andan itibaren yaşadıklarını düşünür.
HEP DİLİMİN YÜZÜNDEN
Genç ve yoksul bir adam, çok güzel ve zengin bir kız olan ve aynı zamanda da kendisine aşık olan kızla abuluşur. En sonunda ona açılıp onu çok sevdiğini söyler. Kız da bunu olumlu karşılar. Ancak çocuk kendileri arasındaki maddi ayrımlardan bahseder. Eğer ki kendisiyle evlenirse yoksul biriyle evlendiğinden eski alışkanlıkları ve lüksü bırakması gerektiğinden bahseder. Kız ise kendi parasının kendilerine yeteceğini söylemekte ve bunda inat etmektedir. Ama genç adam çoşmuştur, konuştukça konuşur. İçinden de kızın parasının kendilerine yeteceğini düşünüp, bir an önce onunla evlenip paralara konmayı düşünür. Bunun üzerine kız alar, kalkar ve ikisinin evlenemeyecinin genç adamın söylediklerine hak verdiğini söyler. Genç adam ise ortada yapayalnız kalır.
SÖĞÜT AĞACI
İki şehir arasındaki posta yolunda artık yıkılmaya yüz tutmuş bir değirmen söğüt ağacının gövdesine dayanarak ayakta kalmaktadır. Söğüt ağacı da oldukça büyük ve yaşlıdır. Arhip denen bir adam ise sürekli bu söğüt ağacının altına gelir ve orada balık avlar. Artık iyicene yaşlanmış adam geçmişte orada gördüğü bir olayı anlatır. Bir gün posta arabası o yol üzerindeyken durur. Arabacılardan biri demir çubukla diğer arabacıyı öldürür ve Arhipi farketmeden ağaç kovuğuna bir çanta koyar. Arhip ise cinayete tanık olmuştur. Sonradan cinayetin araştırılması için oralarda araştırma yapılır ama bir şey bulunamaz. Adam vicdan azabı içerisinde çantayı oradan çıkarıp yetkililere götürür. Götürdüğü yerde adamlar önce çantayı alırlar ondan. Aradan on dakika geçtikten sonra çantayı ona geri verip burasının Maliye bürosu olduğunu, polise gitmesi gerektiğini söylerler. Çantayı geri alan adam çantanın hafiflediğini düşünür. Adam çantayı polise verir. Polis çantaya bakar ama çantanın içi boştur. Böylece bundan bir şey çıkmaz. Sonraki günler Arhip yine söğüt ağacı altındayken o arabacı adam gelir. Çantayı arar ama bulamaz. Arhip çantayı polise verdiğini söyler. Bunun üzerine arabacı Arhipi döver. Bundan sonra da o da o söğüt ağacının çevresindedir hep. Günün birinde artık o adamın vicdana azabı dayanılmaz hale gelir ve karakola gidip her şeyi itiraf ederler. Ama polis adamın sarhoş olduğu için kendini suçlu gördüğünü düşünür. Ve onları serbest bırakır. Böylece arabacı kendine nehire atarak intihar eder.
KALE GİBİ KADIN
Uzaklardan kocasından gelen mektupla sarsılan kadın, çiftliğinin satıldığını ve ellerinde para kalmadığını ve kendisinin de Odesa’da olduğunu söyler. Bunun üzerine kadın afallar, ne yapacağını bilemez. Kocasının kendisini aldattığını ve malını mülkünü de yediğini düşünür bu arada konuklar gelmeye başlar. Kuzeni emekli general, emekli profesör, yazlıkçı komşular. Tüm bu keşmekeş içinde kadın dalgın kimseye odaklanamayıp kocasının mektubunu düşünür.
NASIL EVLENDİĞİMİN RESMİDİR
Anne ve babası genç adamı Zoya Andreyevnayla evlendirmek istemektedir. Ancak hem genç adam hem de Zoya isteksizdir. İkisinin başka sevgilileri vardır ve ikisi de bunu bilmektedir. Kendileri en sonunda evlenmyeceklerini ailelerne anlatmak için gittiklerine anne-babaları bunu tine kavul etmez. Ve onları evlendirir. Evliliğin ilk yıllarında zorluk çekmiş olsalar da sonraları birbirini sevip aymaya başlamışlardır.
KORKUNÇ BİR GECE
Panihidin daha önce başından geçmiş bir olayı anlatır etrafındakilere. Zamanında fırtına ve yağmurlu bir gecede arkadaşlar bir araya toplanmış. Ruh çağırma seansı yapmaktalar. Çağırdıkları ruh da sipinoza’nın ruhudur. Spinoza Panıhidin’e bu gece öleceğini söyler. Seanstan sonra herkes evine gider. Ama Panihidin çok korkmuştur. Eve zar zor giden Panihidin evde ışık yaktığında odanın ortasında bir tabut görür ve çok korkup kendini dışarı atar. Bir süre o fırtna ve yağmurda dışarıda bekler. Eve gitmeye cesaret edemez. Bir arkadaşının evine gitmeye karar verir. Gittiği yerde arkadaşı evde değildir ancak Panihidin içeriye girdiğinde yine bir tabut görür. Ve artık gördüğünün göz yanılsaması olduğunu zanneder buna rağmen çok korkar. Derken başka bir arkadşına gider ki orda da aynı şey vardır. En sonunda cesaretlerini toplayıp tabutun yanına giderler. İçinde bir mektup vardır. Mektupta da arkadaşının tabutçu akrabasının ekonomik olrark zor günler geçirdiği, tabutlarına haciz geldiği ve  bu yüzden de tabutları tanıdık herkese gönderip zamanı gelince geri alacağını söyler.
YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULDU
Konuşurken oldukça kaba saba olan bir adamın mahkemeye verilmesi ve mahkemeye verildikten sonra da özür dilerken çok kaba bir dil kullanan bir adama verilen cezayı anlatır bu öykü.
ÇIKAR İÇİN EVLİLİK
Evlenmekte olan bir adamın bu arada oradakilerle konuşması sonucu onların cahil olduğu izlenimi vermesi sonucu ve evliliğin de çıkar sonucu bir iş olduğunu söylemesiyle damadın onu kovması , bunun üzerine adamın hediyelik olarak verdiği parayı geri alması, sonraki gün evlilikten sonra kararlaştırılan 1000 ruble yerine 900 ruble çeyiz verilmesiyle ortalığı birbirine katan damat ve damadın siniri sonucu kuş tüyü yatağı parçalaması ve gelinin bu kuş tüyü yatağı yüzünden ağlaması.
YAŞAYAN TARİHLER
Öyküde eski günlere özlem duyan adamın bunu yaparken de zaman ölçütü olarak çocuklarının yaşlarını alıp, eskilerin hep daha iyi olduğu vurgulanır.
UNVANLAR KALDIRILDI
Rusya da yeni bir yasa çıkartılıp, tüm askeri unvanların değiştirildiği ve bazılarının da kaldırılması ayrıca sivil hayattaki rütbelerde de değişikliğe gidilmesi rütbesini kaybetmesi sonucu eski bir astsubayın bunu kabullenememesi.
ÇİZMELER
Bir otelde çizmelerini boyatmaya bırakmış bir adamın çizmelerini istemesiyle, uşağın çizmeyi yanlış odaya bırakması sonucu başka bir çizme giymesi sonucu çizmesini bulmak için o odada bulunan adamı bulup bunu istemesi. O odadaki adamın evli bir kadınla birlikte olması ve o anda kocasının orada bulunması. Böylece evli bir kadına iftira atılması. Çizme arayan adamın koca tarafından dövülmesi.
ATLA İLGİLİ SOYADI
Dişi acıyan adam ne ilaç kullanırsa kullansın acı çekmeye devam eder. Uşaklardan biri başka bir yerde bir adam bulunup, dişe üflediği gibi acıyı geçirttiğini söyler. Ona mektup yazmak istemektedirler ama adamın ismini bir türlü hatırlayamaz. Ama isminin bir atla ilişkin olduğuna emindir. Günler geçer herkes bütün atla ilgili isimler söyler. Ama doğru isim onlar değildir. En sonunda adam dayanamaz. Dişini çektirip kurtulur. Bu arada isim uşağın aklına gelmiştir. Yulafoviç.
YOLUNU ŞAŞIRANLAR
Zil zurna sarhoş olan iki adam eve gitmeye çalışırlar ama gittikleri yer evlerine uzak bir kümestir. Oraya girdiklerinde tavuklar kaçışır, hayvanlar böğürür. Bunun üzerine etraftaki insanlar polis çağırır.
KUNDAKÇI
Tren raylarından somun çalan adamı hakim sorgular. Ama adam somun çalmanın kimseye zararı olmadığından dem vurur. En sonunda da hapis cezasına çarptırılır.
PRİŞEYEBEYEV BAŞÇAVUŞ
Başçavuş herkesi istediğini yaptırmak isteyen, hep en doğruyu bilip insanlara bunu yaptırmaya çalışan biridir. Bunun üzerine adam şikayet edilir. Ama o hala diğerlerinin bir şey bilmediğinden bahseder.
AH ŞU İNSANLAR
Tren kondüktörü trende biletlere bakıp işini yapmaya çalışmaktadır. Biletini kontrol etmek için adamın birini kaldırır. Adam uyumak için ilaç aldığını, kendisinin ise onu rahatsız ettiğini söyler. Bunun üzerine aralarında tartışma başlar. İkinci sefer, tren şefi geldiğinde adam yine oraya gider ve her ne yapıyor ise bunun görevi olduğunu söyler ve eğer inanmazsa şefine sorabileceğini söyler. Ama adamı yeniden uyandırmıtır. Bunun üzerine etraftaki insanlar buna tepki vermiştir.
BU KADARI DA FAZLA
Adamın biri kasabasına gitmek için zar zor bir posta arabası bulur. Yolda giderlerken yanında çok para olduğu için de yolcu kendisinin soyulmaktan korktuğu için yanında olmamasına rağmen silahlar olduğunu, kendisinin çok güçlü kuvvetli olduğundan bahseder. Bunun üzerine arabacı korkar ve kaçmaya başlar. Adam tek başına kalır, üstelik yolu da bilmez. Bunun üzerine oralarda bir yerde saklanan adamı çağırır, kendisinin şaka yaptığını söyler ve arabacı tekrar gelir.
YAŞLILIK
Adamın biri doğup büyüdüğü kasabaya gelir. Orada boşanma davasını almış olan avukatla konuşur. Avukatın söylediğine göre o zaman karısının istediği miktardan çok daha fazla para istemiş olup, fazlasını kendi cebine indirmiştir.
AYYAŞIN İLACI
Ünlü bir tiyatro oyuncusu gösteriş içinde çağrıldığı kente gelir. Ancak adamın birden ayyaşlığı tutmuştur ve oyunda oynayamaz. Bunun üzerine ayyaşları iyileştirdiği söylenen bir adama götürülür. Adam ona bir güzel dayak atar. Akşama kadar hırpalar onu. Ama sonuç yoktur. Üstelik bu işlemin bir hafta devam ettirimesi gerektiğini söyler.
ÇEYİZ
her şeyden önce çeyizi düşüne kadın.