Hüzün İle İlgili Sözler

Sayfa İçeriği: Hüzün İle İlgili Kısa, Hüzün İle İlgili Sözler Mevlana, Hüzün İle İlgili Sözler Tumblr, Hüzün İle İlgili Güzel Sözler, Hüzün İle İlgili Sözler Dini, Hüzün İle İlgili Sözler Facebook

Bu güzel sayfada sizler için hüzün ile ilgili söylenmiş en güzel sözleri hazırladık. Sayfadaki hüzün ile ilgili anlamlı sözleri facebook, twitter ve whatsapp ile ya da kısa ile paylaşın.

HÜZÜN İLE İLGİLİ GÜZEL

Hüzün İle İlgili Sözler
Hüzün İle İlgili Sözler

Manşet: Giden gitmiş, hüznü ayaklandırmak boşuna. Ahmed Arif


Özlem hüzünlüdür. Hüzün de, özlemli.

Hüzün aylaklığın bir türüdür. Samuel Johnson

Biz biliriz ki; hüzün huzurun nazlı kapısıdır.
Dünya hüzün yeridir. Gariplerin sıkıntısı bitmez. Hz. Ali

Yüzün değil, hüzün görünür bazen aynada.

Alıştığın kişiyi kaybedince herkes gitmiş gibi hissediyorsun.

Geceyi hüznün taklidi olarak kabul ediyorum.

Giden gitmiş, hüznü ayaklandırmak boşuna. Ahmed Arif

Havada hazan var, yüreğimde hüzün. Ferhat Güngör

Yağmurlu ikindilerde görülen hüzünlü bir rüya gibiydi hayat.

Hüznünü bir mücevher gibi taşıyan kadınlara.

Bırak ilişki yaşamayı, benim artık insanlarla konuşasım bile yok.

Her gece bir hüzün, bir keder çöküyor üzerime.

Hüzün adres değiştirir zamanla, benden geçer, sana göçer sevdiğim.

Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yarimden de.

Hüzne kapılmayın. Çünkü Allah adildir. Kimsenin ahını kimseye bırakmaz.

Ne zaman biraz mutlu oluyor gibi olsam hemen hüzün kapımı çalıyor.
Omuzların dik, başın yukarıda olmalı hüzün kökünden silinmese de ertelenebilir.

Bir bekleyenin olmalı, sen kendinden vazgeçsen de senden geçmeyen.

Biraz gülecek olsam, vay sen misin gülen? Hemen yetişir hüzün. Behçet Necatigil

Bak sonbahara geldik artık biraz hüzün kokacak, biraz sarıya bürüneceğiz.

Buna yorgunluk demeyelim. Hüzündür olsa olsa, palyaço giysileriyle gelen aldatıcı hüzün.

Sen ve ben olduğumuz sürece tüm bu hüzünler sıcak bir yakınlaşma için bahanedir.

Dünyada bana hiçbir şey, doğuştan hüzünlü bir insanın zorla gülmeye çalışması kadar acı gelmemiştir.

Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve hüzünlü kişiler.

Nerede olursa olsun bütün dönüşler her zaman kasvetliydi. İki kişi gidiyoruz, üç kişi dönüyoruz; sen, ben, hüzün.

Hüzünlü kadınları seviniz. Hüznüne sahip çıkan kadın kadar güzel başka hiçbir şey yoktur hayatta.

Kendimi bir dereceye kadar sevdirdimse de yüreğinde istediğim yere ulaşamadım. Nasıl açıklardım hüznün delirişini?

Sadece bir kere bile sebepsiz yere hüzünlendiysen, bütün hayatın boyunca bilmeden öyle olmuşsundur.

Ve hayat, sırların sırrını arayıp bulmak için çıkılan çileli, hüzün ve ızdırap dolu bir yolculuktan başka nedir ki? Mürsel Gündoğdu

Kimse bilemez be canım. Bilinmedik bir hüzün var içimde. Artık tüm şarkılar hüzün makamında, sensiz bu yüreğimde.
Bu sırada yüreği, ateşli bir istekle, hüzünlü bir özlemle, biraz küçümsemeyle ve tertemiz bir mutlulukla dolu olarak çarpıyordu.

Yaz beni ey Kalem! Kalbim hüzün denizine öyle daldı ki. İnsanlar acımasız, vefasız. Yaratandan başka kimim kaldı ki?

Sevmek böyle bir şey miydi? İki kişi bütün geç kalmışlıklarını arkada bırakıp, birlikte geç kalacakları yeni şeyler mi buluyordu? Eğer öyleyse biz bunun için uygun değildik.

Uykuda yeni bir dünya kurabilirsin kendine dedim. Anlamadı, hep uyuşuk, hep tembel, hep depresyondaydım onun için, daha sonraları deli.

Hüzün birlik sırrıydı. Bölünmezdi ki, paylaşılsın. Onun için Allah sevdiği kullarının kalbine birliğinin yansıması hüznü atardı önce. Hüzne tutunan insanlar, kullukta adım adım yol alırdı.

Sabahları uyandığıma sevinemiyorum. Gecenin sıkıntısı, öğleye kadar sürdüğü için, sabahın verdiği diriliği yaşayamıyorum. Öğleden sonra da akşamın hüznü çöküyor.

Kazma küreklerini aldıktan sonra yürümeye başladılar; onları her türlü hüzne boğan gamlı gıcırtı ayaklarının altında eziliyordu. Tepelere yumak yumak sarılan sis, vadilerde salkım saçaktı.

Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler. Saban onunla sürerse toprağı koşarak, ancak o vakit yeşerir taze bir başak.

Yazmayı denedin mi hiç? Harfler ve harflerin birlikteliğinden oluşturabileceğin sonsuz anlamlar zamanın kolay geçmesini sağlar. Ne üstüne yazacağını bilmiyor musun? Başkalarına anlatabileceğin bir hüznün mutlaka vardır.

Zira tek başına, hepten yalnız kalmak, hatta üzülecek bir şey olmaması ne kadar hüzün verici, hiçlik, tam bir hiçlik. Bu yüzden kaybettiğin her şey, her şey bir hiçtir, aptalcadır, sıfırdır, var olan sadece hayaldir!

Eşleri bir arada tutan şeyin paylaşılan mutluluktan ziyade hüzün olma ihtimalini düşündüm.Birbirini seven çiftlerin hüznü paylaşırken birbirlerine gösterdikleri yakınlık,mutluluğu paylaşırken gösterdiklerinden ziyade olmalıydı.

Şimdi! Şimdi yirmi bir yaşında değilim, artık ölmenin de yaşamak gibi zor olduğunu, küçücük bir gözyaşı damlasının içinde yaralı yüreğimi defalarca boğabilecek kadar çok hüznün birikebileceğini biliyorum.

Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete yani birini er geç unutmaya mahkûm olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Belki de neden bahsettigimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.

Eşleri bir arada tutan şeyin paylaşılan mutluluktan ziyade hüzün olma ihtimalini düşündüm. Birbirini seven çiftlerin hüznü paylaşırken birbirlerine gösterdikleri yakınlık, mutluluğu paylaşırken gösterdiklerinden ziyade olmalıydı.
Oyala beni dünya demeliydim. Televizyonla oyala, internetle oyala, esrarla oyala, edebiyatla oyala, alkolle, pornoyla ve nescafeyle oyala. Oyalarken bana dokunduğunu hissedeyim; sırtımı sıvazla, saçlarımı okşa. Oyala bizi dünya, hüznümüzü ve sefilliğimizi unuttur.

Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete yani birini er geç unutmaya mahkûm olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.

Ayrılık hallerinden bir haldir hüzün.Dünya dediğimiz bi hüzün gurbeti değil miydi zaten? Hüzün ki en çok yakışan aşıklara. Yandık, yakıldık ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahsun bir peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum yarimden de.

Sevmek, “Niye sevdim!” diye hayıflanmadan sol yanındaki yangınlara yağmurların inmesini beklemektir. Ayrılık soluğunun taş kestiği anda son kez sarıldığında sevdiğine, tenine hüzün dikenlerinin batması ve ah etmeden mor yaralarını gözyaşlarına rehin vermektir.