YILMAZ ERDOĞAN SÖZLERİ
Söylemek isteyip de söyleyemediğim çok şey var… kiminin yüzüne kiminin gelmişine, geçmişine…
İnsanları anlamak, anlayabilmek çok zor… 7 milyar insanda 7 milyar dünya… Hangisini anlamaya yeter ömür…
O kadar yoruldum ki artık hiçbir şeye şaşırmıyorum… Ve umrumda değil hiçkimse, ne halim varsa görmekle meşgulüm…
Bir elimi seninkiymiş gibi hayal ederek… Tutuyorum diğer elimi…
İnsanları anlamak, anlayabilmek çok zor… 7 milyar insanda 7 milyar dünya… Hangisini anlamaya yeter ömür…
Anladım ki ağaçlar,
Toprağa acı verdikçe büyüyorlar…
…sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır….
Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları ‘Anne’ kelimesi kadar masum olmalı bence AŞK..
Her ayrılıktan sonra ya ‘güle güle’ ya da ‘hoşçakal’ denir sevgiliye. Sahi gülen ya da hoş kalan var mıdır sizce?
Hiç kimse sevgilisine: “Benim için ne yaptın?” dememeli… 6 milyar insanın içinde seni bulmuş, daha ne yapsın?
Ben en çok seni götürdüm giderken
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı
Gel! bekliyorum, kalbimi kır yine, canımı yak, daha da acıt hatta… Seni başkasıyla düşünmekten daha fazla acıtmaz sonuçta…
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim…
Pili bitmiş bir fotoğraf makinesi gibiyim artık. Kimseyi çekemem !
Birisi bana napıyorsun diyince, kısık bir sesle HİÇ diyorum. Kimse anlamıyor; H’ayatın İ’çinden Ç’ıkamıyorum…
Boşversene ! Aşk mı kaldı artık..Herkes gördüğünü sever olmuş. Ne olduğuna değil, ne verdiğine bakar olmuş
Küskünlüğüm hayata değil, içindeki beş para etmez insanlara. Bıkkınlığım ise,
o…nların yüzüne bakmak zorunda kalmam aslında.
Aşkım derlerya hani hiç bitmeyecekmiş gibi.. Sanki aşktan anlarlarmış gibi, Sanki ‘aşkım’ dedimi aşık olunabilirmiş
gibi…
İlginçtir bayanlar; Hem yavru bir köpeğe, hem de yakşıklı bir erkeğe verdikleri tepki hiç değişmez: “ayy cok tatlı.
Biz, aynı tavla tahtasında farklı iki pul gibiyiz. Öyle ya, ‘Birbirimizi kırmadan oyunu bitiremeyiz…
Yazarlık, yazmak: uydurmak değil seçmektir.
Sırf seninle diğer tarafta karşılaşmamak için; helal ediyorum hakkımı !
Her şeyi anlattım olan olmayan acıtan sancıtan
Biz ne zaman içsek seni düşünüyoruz
Genzimizde göl gözyaşları
Biz ne zaman içsek,
İç değilizdir aslında.
şimdi ölüm bile yetmiyor
acılarımızı tartmaya
dostlar
alıngan bir sahili pinekliyorlar
bir merhabayı bıçaklar gibi artık
selamlaşmalar…